24 Aralık 2007 Pazartesi

Media Cat Bloğu (?)

MediCat Online'da dün gördüm, Media Cat de blog yapmış! Ama siz benim blog dediğime bakmayın, şimdilik sadece medicatonline sitesindeki haberler aynen bloğa da aktarılıyor, Media Cat bloğunun yanı sıra bir de düzenledikleri aktiviteler için birer blog açmışlar:Digital Age Bloğu
Story Bloğu
Big Idea Bloğu
Felis Ödülleri Bloğu

Bu etkinlik blogları da aslında tek gönderilik bloglar, etkinliklerden bol bol fotoğraf ve bir media cat yazısı tarzında bir konferans notları, kim bilir belki o yazılar zaten Media Cat dergide yayınlanmıştır. Aynı zamanda ana sayfa da Digital Age Bloğu için de bir banner dönüyor. Şubat 2008 de Digital Age isimli yeni bir dergi çıkaracaklarmış. Banner ve blog onun için gibi duruyor.

MediCat zaten MediaCat Online'da Linkler kısmında Bloglar diye bir kısım açarak blogların "önemli bir şey" olduğunu farketmiş ama tam olarak da anlamamış göründüğü kadarıyla. Bu bloglar daha çok MediaCat Online sitesinde nereye konulacağı bilinememiş yazı ve fotoğrafların hazır altyapı da ücretsizken bloggera konulmasına benzemiş. Bu yazıların altındaki gönderen imzasında da kendini belli ediyor.

Umarım ilerleyen günlerde Media Cat grubunun çıkaracağı kitaplar, çevirmeyi düşündüğü kitaplar, çıkarmayı düşündükleri dergiler, düzenlemeyi düşündükleri organizasyonlar ve Grubun içinden haberlerin yer aldığı sektörle ilgili haberlerin yanı sıra "adı Media Cat soyadı Hakkında" olmayan bir kişinin yorumlarının yer aldığı bir Medi Cat Bloğu buluruz...

8 Aralık 2007 Cumartesi

Movida Plus Map


Bu adreste Movida Plus Map Reklam Ajansı'nın bloğunu bulablirsiniz.

Sürekli güncellenen bir blog olmasa da Nisan 2006'dan bu yana zaman zaman yeni reklam filmleriyle, zaman zaman Ajans'tan çalışanlar ve genel ajans haberleriyle güncel tutulmuş, samimi bir dille yazılan bir blog.

En hoşuma giden de basit bir ayrıntı olsa da blogrollda müşterisi olan firmaların sitelerine yer verilmesi. Keşke o firmaların bloglarına link verilseydi ama şimdilik bu bile güzel. Daha önce burda yazılan iki ajans bloğunda da (Alaaddin ve YouthRep) müşterilere bir anlamda paydaşlara böye bir jest görememistim.

Reklam Ajansları blog konusundaki bilgilerini ve tecrübelereini keşke reklamlarını çektikleri firmalara da aktarsalar!!

6 Aralık 2007 Perşembe

Blogların Şirketlerin Gündemine Girmesi

Dün Kırmızı Dergi'nin 10. sayısını aldım. Dergide Kırmızı Ödülleri için reklam kampanyasını hazırlayan Klan reklam ajansından 3 kişiyle yapılan ropörtaja yer verilmiş.
Ropörtaj'da şu cümle kullanılmış:

..... Ancak bu dünyaca bilinen reklamlara gönderme kimilerince ilk
bakışta anlaşılmadı ve birtakım reklam bloglarında bunların kopya olduğu
yazıldı. Buna ne diyorsunuz? ..........

Blogların ropörtajlara girmesi ve kâle alınmaya başlanması güzel bir gelişme. Bunun Türkiye'de şimdilik bloglardan en fazla haberdar olduğunu düşündüğüm reklam ajanslarında başlaması oldukça normal. Bu farkındalık umarım en kısa sürede diğer sektörlere de bulaşır ve artar.

5 Aralık 2007 Çarşamba

Burger King Blog

Blog Kazanı'ndan öğrendim Burge King Blog oluşturmuş, daha doğrusu KingLife diye bir site oluşturarak bunun içinde kullanıcılar tarafından oluşturulan bir blog kategorisi oluşturulmuş ve blog girdilerinin teşviki için de ay boyunca "en ilginç en tuhaf en orijinal bloğun sahibi" ayın bloggerı seçilecekmiş ve süper bir menüyle ödüllendirilecekmiş. Burger King'in bir blog uygulamasına gitmesi doğrusu oldukça güzel sayfalardaki resimlerin yüklenmesinde bir sorun olması, yavaş açılması bir sorun olarak görünüyor ama benim internet bağlantımdan da kaynaklanıyor olabilir. Bir de ödüle takıldım, ben de reklam fikirleri bloğuna en orijinal fikri gönderen kişiye bir whopper menü ısmarlayabilirim:)

Her şeye rağmen Burger King'i bloglara olan bu yaklaşımından ötürü tebrik ediyorum...

12 Kasım 2007 Pazartesi

Bic Blog


Bundan taaa 6 ay önce Bic bir blog açmış 3 bıçak diye. Firmalar ne zaman blog açmaya başlayacak diye merak içinde dönen dolaşan ben Bic'in açtığı bloğu şu yazı sayesinde yeni farkettim. Ama bu benim suçum değilmiş. Google amcaya sordum o bile 20 sonuç bile gösteremedi blog için. Technorati amcam da 3bicak.com için sadece Alper Akcan'ın bloğundaki yazıyı gösterdi.

Peki neden böyle oldu? Bic abi güzel bir karar almış blog açalım diye, gitmiş ajansa bir dolu para vermiş blog tasarlasın diye. Ama ajans ne ortaya çıkarmış, blogumsu!! neden böyle diyorum çünkü siteye ilk girdiğinizde bir blogla değil bir web sitesiyle karşılaştığınızı hissediyorsunuz. Sanki bu fwd mailleri ekleyip blog yazdım zanneden tepesine de kocaman bic reklamı koyarak reklama tık sayısı amaçlanmış gibi, bu da bloğu blogluktan bir nebze de olsa çıkarmış.

Başka ne olmuş, 6 aylık bir mesele olduğu için net bir şey diyemiyorum ama bic amcam blog açtım yağacak insanlar diye düşünmüş sanki. Ama sadece blog açtım demek yetmiyor tabi. Biraz tanıtım , biraz etkileşim koysaydı, videoları bloglara yerleştirmeye izin verecek kodlar (embed dedikleri:)) koysaydı,belki ödül verseydi ufak da olsa sitenin başka bloglarda konuşulmasını sağlasaydı, vs vs... Gerekenler yapılmayınca google'ın gazabına doğal olarak uğramış doğal olarak...

Ama biz de öğreneceğiz blog yazmayı, firmalar da... Bu Bic bence anlatılması gereken bir örnek "Not to do list" olarak.

Bu arada 3 bıçak bloğunu keşfetmemi sağlayan yazı benim gördüğüm Türkiye'de bloglarla ilgili ilk akademik çalışma. Bunun için Yaşar Üniversitesi'nden Öğr. Gör. Dr. Özlem ALİKILIÇ ve Öğr. Gör. Dr. Ferah ONAT'ı da ayrıca kutlamak lazım,devamının gelmesi dileğiyle tebrikler:)

15 Ekim 2007 Pazartesi

Kazlıçeşme Deri Ürünleri

Kazlıçeşme Deri Ürünleri'nin bloğunu tamamen tesadüf eseri keşfettim. "Deri Sektörümüzün İlk Ar-Ge Şirketinden Türk Dericilik Geleneğine Bilimin Işığı..." sloganı ile anlatıyor blog kendisini.

Dericilik sektöründen olan kişiler için çok güzel bir kaynak izlenimi verdi bu blog bana. Ocak 2007'den bu yana her hafta bloğa dericilikle ilgili çeşitli bilgiler konuluyor, bunlar yeni araştırma bulgularının yanısıra sektörle ilgili çeşitli bilgileri de içeriyor. Sektörde olanlar için çok güzel bir kaynak olmuş bu blog! Benim gördüğüm tek ve büyük eksik doğrudan iletişim linki, ordaki linklerden ya da yorumla dolaylı yolla ulaşılabilir yazara ama yine de biraz da etkileşim olursa oldukça amaca hizmet edecek.
Buradan buyurun!!


7 Eylül 2007 Cuma

Erk Yazılım Blog

Erk Yazılım'a ait bloğa geçmeden önce firmanın web sitesindeki hakkımızda sayfasından firmanın kendini anlatmak için yazdığı paragrafı aktarayım, bir çoğumuz bu firmayı duymamış olabilir:

erkyazılım, modern dünyanın ekonomi koşullarında ve sürekli büyümeyi hedefleyen kurumlara internet ve mobil teknolojiler konusunda hizmet vermek amacı ile kurulmuştur.

Değişim ve büyüme için ihtiyaç duyulan yeni teknolojiler ve uygulamaları şirketlerin hizmetine sunmak ve bu teknolojileri kullanarak daha etkin ve verimli çalışır hale getirmek hedefimizdir.

erkyazılım, ürettiği ileri teknolojilerle hizmet verdiği kurumların maliyetlerini optimize ederek rekabet güçlerini arttırır. erkyazılım; müşterileriyle, iş ortaklarıyla, çalışanları ve tedarikçileriyle daha güçlü bağlar kurmak isteyen şirketlere, iş çözümleri ve danışmanlık hizmetleri vermektedir.

erkyazılım insan odaklı, yenilikçi, dinamik ve global bakış açısı ile Bilgi Teknolojilerinden faydalanmak isteyen şirketler için çalışmaktadır.

Bu girişten sonra gelelim bloğa:
Blog 2006 Aralık'ta açılmış ve şu ana kadar 23 yazı yayınlanmış. Bu yazılar çalışanlar tarafından güzel bir dille yazılmışlar. Bloğa yazı girilmesi için projelerin bitmesi beklenmiş, projelerin hazırlık aşamasında fikriler çok hızlı çalınıyor diye düşünüyor olmalılar böyle bir strateji izlediklerine göre. Blog yazısı çok fazla olmayınca takipçilerin daha çok firma çalışanları ve yakınları olması gibi bir izlenim ortaya çıkıyor. Bunlar bloğun eksiklikleri olarak gözüme çarpan noktalar, daha fazla takipçi ve daha fazla yorumla işlevi artırılabilir diye düşünüyorum.

Gelelim güzel noktalara, blog firmanın yaptıklarından ilgilileri haberdar ediyor ve klasik blog tanımında olduğu gibi bu bilgilendirmeler basın bülteni ciddiyetinde değil gayet samimi bir yazım tarzı var. Blog sadece "iş" haberleri yayınlamıyor aynı zamanda şirketten haberler, sektörle ilgili yazılar da var bu da bloğu yine okunur/takip edilir kılan etmenlerden. Ve en güzeli şirket web sitesinin anasayfasında hem bloğa link var hem de blogdan seçme yazılar diye görünür bir kısım var. Tabi bu yazılara tıklandığında websayfasından bloğa yönlendirilse daha iyi olur ama olsun. yine de çok güzel az güncellense de bloğa değer verildiğini gösteren bir uygulama.

Sözün kısası daha çok yazıyla daha popüler olabilecek ve takipçilerden güzel fikirler alabileceğini düşündüğüm bir blog, Blogosfer'de teknolojiye dair yazılar sürekli popüler ve Erk Yazılım zaten içinde olduğu sektörde bloğuyla kendine çok şeyler katabileceği gibi bir çok kişiyi de çeşitli konularda bilgilendirme potansiyeline sahip.

Ben bu bloğu sevdim,umarım daha sık güncellenen daha aktif bir blog haline gelir. Burdan buyurun, Bakmak isterseniz bir de blog yazarlarından İbrahim Ulga'nın ve Atakan Eser'in kişisel blogları var bunlar da bonus olsun:)

1 Eylül 2007 Cumartesi

Telekom Türkiye Dergisi Bloğu

Telekom Türkiye adından da anlaşılacağı üzere bir telekom sektörü dergisi ve bir web sitesi var. Bu bloğa konu olması ise telekomturkiye.blogspot.com adresinde yayınladıkları blogları. Üstelik Türkiye'nin ilk şirket bloğu!!


Bloğun tarihçesi ise şöyle; blog Nisan 2005'te yayın hayatına başlamış. Business Week'in konuyu araştıranların çoğunun bildiğini tahmin ettiğim meşhur makalesinin ardından yani. Bu makale aynı zamanda Amerikada şirket bloglarının hızla artmasını sağlayan bir makaledir diyerek bir dipnot düşmek istiyorum. Telekom Türkiye Dergisi bu yazının ardından bloğu açmış ve 10 ağustos 2005'e kadar düzenli bir şekilde yazılar yazılmış ve bu yazılarda az veya çok yorum yapılmış, bir anlamda roket hızıyla olmasa da okuyucu kazanmayı ve etkileşimi başarmış diyebiliriz herhalde. Daha sonra biraz teklemeyle birlikte bloğa zaman zaman yazılar girilmiş ve 11 aralık 05'ten 8 mayıs 07'ye kadar uzun bir boşluk oluşmuş. Sonra yine arada sırada eklenen yazılar ve uzun aralarla blog bugüne kadar gelmiş. Blog Arda Kutsalın webrazzi ile ilgili yazıya bıraktığı teşekkür yorumu dışında 7 ağustos 2005'te yayınlanan yazıdan itibaren hiçbir yorum almamış.

Yukarıda yazdıklarım biraz sıkıcı gelmiş olabilir ama önemli bulduğum için yazdım. Blog yazmayı bırakmak bir şirketi öldürmez, Türkiye'de özellikle zaten şirket bloğu olmadığı için bu ihtimal sıfır. Fakat blog düzenli olarak güncellenmeye devam edilseydi etkileşim artar mıydı? Bence kesinlikle artardı!Herşeye rağmen web sitesinden önce bu bloğu eski yazılardan dolayı bulup web sitesine yönelenler de olmuştur fakat bunun ortaya çıkardığı değer bloğun düzenli güncellenmesi durumunda ortaya çıkacak değerden daha fazla olurdu diye düşünüyorum. Şirketler blog açtıklarında bir anda satışlarının ya da bilinirliklerinin tavan yapmasını beklememeliler bunun yerine özenli ve güzel bir bloğun getireceği faydaları göz önünde bulundurarak bloglamaya devam etmeliler. Türkiye'nin şirket blogları konusunda daha yolun çok başında olduğunu hatta yolun bile başlamadığını unutmamak gerekir!

Blog şirketten haberler (Botego'yu oluşturan şirket aynı zamanda-Blog güncel kalıp sürekli okuyucularını muhafaza etseydi Botego'nun tanıtımına önemli katkısı olurdu muhtemelen), sektörden haber ve yorumlarla yayın hayatına devam ediyor. .Son zamanlarda biraz hareketlenme var gibi. Fakat derginin websitesinde bloğa link olmaması şirketin bloğu aslında çok da fazla önemsemediğini düşündürüyor. Bloğun tekrar düzenli güncellenmeye başlanması durumunda 2005 yılındaki ilk yazıda belirtildiği gibi daha samim yazılarla sektörle ilgili kişilerin "ciddi" dille kaleme alınan yazılardan daha samimi bir ortama kendilerini atmamaları için bir sebep yok. Bekleyip göreceğiz...

17 Ağustos 2007 Cuma

Alphan Manas Blog


Alphan Manas merkezi Hollanda da bulunan, ABD ile İngiltere de yapılanmış Brightwell Holdings BV'nin CEO'su ve 18 yıl boyunca da Teknoloji holding CEO'luğu yapmış bir yönetici. 2003 yılından bu yana hayatta olan Alphan Manas Blog ise benim bildiğim/gördüğüm kadarıyla Türkiye'nin en eski CEO bloğu.

Pazarlama Cadısı bloğunda Çağlayan Arkan'ın bloğununTürkiye'nin ilk CEO bloğu olduğunu belirten yazıya yaptığım yoruma ise Özgür Emre Öztürk "Fakat Alphan Manas'ın blogu, Alphan Manas'ın Brightwell'in CEO'su olmasıyla bu kişiliğe bürünüyor gibi gözükse de, kurumsal miyopiden çok uzak, kişisel yazıların ve görüşlerin ağırlıkta olduğu kişisel bir blog görüntüsünde. Çağlayan Arkan örneğinde ise, dünyada Corporate Blog olarak adlandırılan bir alanda, daha çok kurumsal yazılar içeren ve o kurumun CEO'su tarafından yazılan bir blog önümüze çıkıyor." yorumunu yapmıştı.

Ben yine de blog hakkında bir şeyler yazmak istedim, çünkü Türkiye'de blog yazan CEO bulmak çok zor:)

Blog 2003 Haziran'dan bu yana yayında. Çok sık güncellenmemesi ve yazıların daha çok Basında Alphan Manas'la ilgili haberler ve Alphan Manas'ın Forbes ve Gelecex dergileri için yazdığı yazlıardan oluşması sebebiyle aslında tam olarak blog denilebilir mi bilmiyorum.InfoMag Mayıs 2007'de popüler blogcularla yapılan bir söyleşide Alphan Bey'in de görüşlerini almışlar. Ama Forbes'da yazmasa bile Alphan Bey'in görüşlerini bu blogda aktaracağını düşünerek güncellenme periyodu ayda bir olan bir blog diyebiliriz herhalde.

Şimdilik 9 kategoride yazı var:
Fütürizm'le (Şu an ki verilere bakarak geleceği tasarlamak) ilgilenenler için özellikle takip edilebilecek bir blog. Ve tabii ki Forbes vb dergileri alanlar/almak isteyip almayanlar da takip edebilir. Yazılar genelde uzun fakat ilgilenenler için okumak o kadar da zor olmaz, ama bu uzunluktan kaynaklı olduğunu sanıyorum yazılar genelde yorumsuz kalmış. Daha kısa ve daha sık yazılarla çok sayıda ziyaretçi ve daha fazla yorum alacağından emin olduğum bir blog, çünkü Hakkında kısmına baktığınızda bile "Vay be bu adamı takip etmeliyim" diyorsunuz:)

Bloğu gezip incelemek isteyenler burdan buyursun:)

Sırada:



14 Ağustos 2007 Salı

Çağlayan Arkan-CEO Blog

Çağlayan Arkan Microsoft Türkiye CEO'su. Bundan yaklaşık bir ay önce Hürriyet İK'da çıkan haberle birlikte daha çok kişi tanıdı onu. Bir CEO'nun blog yazması Türkiye için önemli bir gelişme bu yüzden beğenilmese ve ilgi duyulmasa bile takip edilmesi gereken bir blog,ki ilgi duyan da bir çok kişi vardır/olacaktır.


Blog doğal olarak MSN spaces üzerinden yayın yapıyor, belki de benim MSN Space bloglarını genelde göze hitap etmiyor olarak değerlendirmem yüzünden tasarımın iyileştirilmesi gerektiğini düşünüyorum,ama tabii ki içerik daha önemli.

Yazılarında samimi olmaya çalışan bir dil var, eğreti durmuyor fakat Hürriyet'teki haberden sonra teşekkür yazısı girmeyip sadece video yüklemesi takip etmek isteyenleri üzmüş olabilir. Belki de yazının yayınlaması PR açısından bir zamanlama hatası olmuştur. Çağlayan Bey'in bloğundaki yazılar 4 kategoriye ayrılmış, kategoriler de oldukça başarılı belirlenmiş:
Her birinin ayrı RSS beslemesi olması güzel bir nokta, her ziyaretçi bütün içeriği takip etmek istemiyor olabilir mantığıyla bunun oluşturulduğunu sanıyorum.

Microsoft CEO'sunu bulmuşken bir şeyler yazmalıyım diyenlerin yazıların altına yazıyla alakasız yorumlar yapmalarını engellemek için de bir Konuk defteri oluşturulmuş. Çağlayan bey periyodik olmasa da bu deftere yazılanlara cevap veriyor, müşteriye dokunmak anlamında güzel bir yaklaşım. Yazılanlar genelde güzel yorumlar. "...cok soru sorduysam kusura bakmayin , her zaman MS genelmuduru ile direkt temas etmiyorum :)" yorumu dikkat çekiyorHenüz 34 yorum olduğu için kötü yorumlar artmamış henüz:) Ama projesiyle ilgili bir kaç mesajdan sonra beklediği desteği görmeyen bir kullanıcının "Korktuğum başıma geldi. Dikkate alınmadım...." yorumu da şimdilik cevapsız kalmış,Çağlayan Bey'in bu konudaki cevabını merak ediyorum doğrusu.

Favori Mekanlarını listelediği Özel Liste bölümünde "Beşiktaş Çarşı'daki bal kaymakçı ve Fulya'daki kokoreççi" sizden biriyim mesajı vermek için güzel ve esprili bir yaklaşım olmuş. İzlediğim Bloglar ,Favori Kitaplar ve Fotoğraflar linkleri de bloğu zenginleştirmek için güzel bir şekilde yer almış.

Genel hatlarıyla tasarım hariç (bence:)) güzel kurgulanmış bir blog fakat en son yazının 8 Temmuzdaki teşekkür yazısı olması ve sonra sonuncusu 19 temmuzda olan 3 videonun yüklenmesi "Acaba Çağlayan Arkan bloglamayı sevmedi mi?" sorusunu akla getiriyor. Ben şu anda bu bloğu yazmayı bıraksa bir şey olmaz ama belirli bir çalışma sonunda ortaya çıkarılmış ve en çok okunan gazetelerden birinde PR haberi geçilmiş bir bloğun bu şekilde yalnızlığa terk edilmesi iyi olmayabilir. Çağlayan Bey ziyaretçi defterine yazılanlara cevap vermiş ama bloğa da yeni yazılar girmesi gerekiyor bence.

Takipteyiz:)

Sırada:

8 Ağustos 2007 Çarşamba

Youth Republic



Youth Republic üniversitelilerin çok uzak olmadığı bir marka, YouthRep olarak bilinmeseler de yaptıkları bir çok aktiviteyi gören,duyan, katılan bir çok üniversiteli olduğunu düşünüyorum. Tabii ki elimde somut bir veri yok:)


Gelelim bloglarına; bloğun ismi Bulaşıcı Delilik. Bulaşıcı Delilik Ağustos 2006'dan bu yana yayında ve yaklaşık 4-5 aydır da takip ettiğim bir blog. Blog yazarları ajans çalışanları ve serbestçe yazıyorlar. Ajans Çalışanları kendilerine "Deliler" diyorlar ve isim ile bile sıcak bir tanışma vaadi veriyor.

Blog konuları:
olarak kategorilendirilmiş. Bir ajans bloğu olmanın dışında bir pazarlama bloğu olarak da rahatlıkla takip edilebilecek bir blog.

İsmini özellikle en son yaptıkları fikir insanı ilanıyla daha çok kişiye duyurduğunu düşünüyorum. Bu ilandan önce de bulaşıcı delilikte çeşitli iş ilanları yer alıyordu fakat bu ilanla hedeflediğinin de üstünde olduğunu tahmin ettiğim bir kitleye ulaştı. Bu ilan yayınlandıktan sonra Ajansın patronu Serhat etkili bloggerlara mail yoluyla bu haberi iletmiş ve yazmaya değer bulan Tunç Kılınç-Fikir Atölyesi, Onur Yüksel-BrandBox, Fırat Yıldız- elmaaltshift , Alemşah Öztürk-Antifit gibi popüler bloglarda ve tahminimce diğer bir çok blogda da kendine yer bulan bu ilan Türkiye'de blogların etkisinin rahatlıkla görülebileceği nadir olaylardan bir tanesi olarak karşımıza çıkıyor. Bence bu ilanla yaratıcı kişilerin başvurularının alınmasının yanı sıra bloğun ve firmanın takip edilirliğine de önemli katkı sağlanmış oldu, YouthRep bir taşla bir kaç kuş birden vurdu, Şu anda bir çok kişinin takip listesinde olarak hem aktivitelerini daha çok kişiye duyurabilecek hem de aradığı fikir insanını rahatlıkla bulabilecektir.








Sıradaki Bloglar:
Alphan Manas Teknoloji Holding CEO
Çağlayan Arkan Microsoft Türkiye CEO
Siz de burda yer alması gereken bloglar biliyorsanız lütfen haberdar edin:)

25 Temmuz 2007 Çarşamba

Alaaddin Adworks

Alaaddin Adworks bloğunun ilk gönderisi:


"Sanırım bu ilk. İnternette, özellikle Türkiye'de hizmet veren ajansların, (yurtdışında bulunan bazı reklam ajanslarının yaptığı gibi), son yılların (bence) en başarılı fenomeni olan blog konusunda herhangi bir girişimde bulunmadıklarını gördük. Bu, bir eksiklikti. Yurtdışındaki örneklere bakınca da (Coudal, TBWA Portugal, WK London vs.), bunun bir örneğinin neden burada olmadığını düşündük ve kararımızı verdik: Alaaddin Adworks, bloglar aleminin bir parçası olacaktı. Bugünden itibaren, burada, her gün gelişecek içeriğiyle Alaaddin Adworks, Türkiye'nin ilk reklam ajansı blogunu iftiharla sunar. Çalıştığı kampanyalar, müşterilerle olan söyleşiler, sorunlar, çözümler ve bilumum reklamla ilgili, bir reklam ajansının içeriğiyle ilgili olarak ne varsa bu blogda bulabilirsiniz.
Keyfine varın."


Şu ana kadar geçen 18 ayda zaman zaman kopukluklar olsa da Türkiye'nin ilk hizmet ajansı bloğu güncel kalmayı başarmış. Bloğun yazarları ajans çalışanları, sadece reklam ajansının çalışmaları değil aynı zamanda iş ilanları, günlük hayata dair tespit ve yorumlar ,ajanstan haberler de var blogda.

Blog içten ve cana yakın bir blog, bir çok gönderiye yorum yapılmasa da en azından ajans içinde ve reklam çevresinde takip edildiğini düşünüyorum, ki 18 aydır sıkılmadan yayın yapsınlar. Bloğun büyük bir avantajı da tabii ki oldukça popüler olan elmaaltshift bloğu yazarı Fırat Yıldız'ın bir aladdin çalışanı olması ve hem elmaaltshift'te blog linkinin bulunması hem de zaman zaman alaaddin blog daki güncellemelerin elmaaltshiftte duyurulması.

Benim bu blogla ilgili ekleyebileceğim tek şey blogda etkileşimin artırılması blogda yayınlanan reklamlara yorumların artırılmasının sağlanması ve son olarak yazılara permalinklerin konulmasıdır (bu yazıyı yazarken permalinklerle çok uğraştım da:))

Türkiye'nin ilk ajans bloğuna başarılar:)

17 Temmuz 2007 Salı

HSBC Blog

HSBC'nin kurum içi bir blog hazırladığını geçtiğimiz pazar Hürriyet almadığım için Murat Buyurgan'ın yazısıyla öğrendim. Gazetede çıkan yazıya ise buradan ulaşabilirsiniz.


Blog sadece HSBC çalışanlarına açıkmış, en azından internetteki versiyonunda blog için herhangi bir ekran görüntüsü olmadığı için tasarım hakkında bir şey diyemiyorum. Aslında yazıda blogun varlığından başka bir şeyden söz edilmemiş denebilir. Blogların içeriği hakkında daha fazla bilgi verilseydi daha iyi olurdu diye düşünüyorum.

Murat Bey yazısında "Sadece kurum içine açık, yazıların ve yorumların kimler tarafından yazıldığı takip edilen bir blog’da nasıl bir risk olabilir ki?" diyerek çok doğru bir tespit yapmış.

Yazıda otokontrolün kendiliğinden oluştuğu belirtilmiş. Bir banka çalışanı olarak istifa etmeye karar vermediyse veya zaten yeni bir iş bulmadıysa kim orada cesaret edip kontrolsüz cümleler kullanabilir ki?

Blogun çalışanlar arası etkileşime katkısının sadece nevizadede toplanmak olmadığını umuyorum zira sadece kurum içine açık bir bloğun nevizadede toplanmak için oluşturulmadığı aşikardır. Örneğin yazıda bankaya yönelik eleştirilerin de geldiği belirtilmiş. Bu eleştiriler bir çok firmada bulunana ama kullanıldığı tartışılan öneri sistemlerinin yerini alabilir. Bunun için etkin bir sistemin oluşturulması ve banka çalışanları tarafından eleştirilerin özgürce -hatta bence kimi zaman sınırları zorlayarak- tartışılması gerekir. Bankayı en iyi bilen çalışanlar, blogları sayesinde strateji geliştirmede etkin olan yöneticilere önemli ipuçları sağlayabilirler.

En son olarak değinmek istediğim konu ise HSBC İletişim Grup Başkanı Ömer Kayalıoğlu'nun açıklaması. Ömer Bey şöyle demiş:
"Blog ilk açıldığında, insanlar işi gücü bırakır bununla oynar, dediler. Sadece öğlen açık olsun, saatleri kısıtlayalım, önerisi geldi. Böyle bakarsanız insanların çay kahve molası vermeleri de işten çalınmış zaman olarak görülür. Ben blogda harcanan zamanı, kültür için yapılmış bir yatırım olarak görüyorum. Benim için çok önemli bir şey. İnsanların günde 1-2 defa açık alana girmesi benim kültürüme bir katkıdır, katiyen işten çalınan zaman değildir."

Blogların bir oyun alanı olarak değerlendirilebilmesi bile Türkiye'de halen "Bizim web sitemiz var zaten bloga ne gerek var" düşüncesinin yaygınlığının bir kanıtıdır. Ömer Bey'in kurum kültürüne katkı vurgusu çok yerinde. Zamanla blogların gerek kurum kültürüne gerek kurum imajına olan katkıları Türkiye'de de firmalar tarafından anlaşılacak ve yoğun olarak kullanılmaya başlanacaktır. Hatta kurumsal blogların bir patlama halinde gündemimize adeta yeni icatmışçasına firmalar tarafından oturtulacağını iddia edebilirim.

HSBC'yi kurum içi de olsa blogların önemini kavradığı için tebrik ediyor en kısa sürede herkese açık bloglarını görmek dileğiyle yazımı bitiriyorum.

Düzenleme (15.08.2007): Murat Buyurgan'ın bugünkü yazısında risk konusuyla ilgili projeyi hazırlayan ajanstan Murat Kalaora'nın görüşlerini belirtmiş, ben yine de gerekli bloglama politikasının oluşturulmasıyla faydanın riskten daha fazla olabileceğini düşünüyorum. Murat Bey aynı zamanda blogdan da bir ekran görüntüsü vermiş. Tasarım gayet güzel olmuş, sade ve aynı zamanda neşeli, beğendim:)

16 Temmuz 2007 Pazartesi

THY-Yolcunun Seyir Defteri

Türk Hava Yolları Türkiye'de kurumsal blog oluşturan ilk firmalardan birisi,belki ilkidir. THY websayfasından görünür bir linkle ulaşılabiliyor bloğa. Her ne kadar kendilerinin de şu anda belirttikleri gibi gerçek anlamıyla bir blog havasında olmasa da ileride daha esnek olacaklarını belirtmişler. Umarım en kısa sürede bu değişim gerçekleşir. Bloğun yalın bir sayfa tasarımı var ve okuması kolay. Aslında aynı tasarımda ve aynı sayfadan ulaşılan 3 farklı blog var ve bunların her biri için ayrı feed linki mevcut , arama özelliği ise ileride yorumlar daha özgürleşirse aynı sefer için daha önce her hangi bir giriş yapılmış mı diye kullanılabilir.


İlk blog Yolcunun Seyir Defteri, bu bölümde yolcular yaşadıklarını, tecrübelerini, teşekkürlerini iletiyorlar. Tecrübeler haziran ayından bu yana yayımlanmaya başlanmış. Yorumlar gönderilirken yer hizmetleri, kabin hizmetleri ve uçuş anıları olmak üzere 3 kategoriden biriyle etiketleniyor. Yorumların çoğu teşekkür ve övgülerden oluşuyor. Arada bir kaç tane şikayet veya öneri yorumu da mevcut olsa da bunlar naif hayıflanmalar olarak duruyor. Elbette mutlaka şikayet yorumu da yazılmalıdır demiyorum ama yine de bu yazıda belirtilen durum gibi bir şikayet söz konusu olduğunda yayınlayıp yayınlamayacakları yoksa bu tür yazıların tamamını mı vandalizm olarak gördükleri şu an için belirsiz.


İkinci Blog Genel Müdür Temel Kotil'in blogu olarak görünüyor fakat bu blog şu anda bir blogdan ziyade daha çok kurucudan ya da genel müdrüden mesaj havasında. Yalnızca tek bir giriş var ve bu giriş hakkında moderasyonla bile olsa yorum yapmak mümkün değil.


Üçüncü Blog ise e-ticaret başlığını taşıyor. Burada THY'de yapılan yeniliklerden bahsediliyor. şu an için sadece iki giriş var. Bu girişler için de yorum seçeneği kapalı. Bu kısım e-ticaret genel müdürlüğünde çalışanlar tarafından hazırlandığı için bu başlık uygun görülmüş. Fakat en azından benim için blog için uygun görülen bu isim bende "Bu blog THY ile e-ticaret yapmak isteyenler için hazırlanmış" şeklinde bir algı yarattı. Bu ismin e-ticaret birimi olarak kendi algılayacakları şekilde değil de ziyaretçilerin, müşterilerin algılayacakları şekilde yeniden belirlenmesi gerektiğini düşünüyorum.

Yalnızca Yolcunun Seyir Defteri kısmında açık olan yorumlar moderasyona yani denetlemeye tâbi. Bu yorumlar da aslında müşterilerin tecrübeleri ve hissettiklerinden oluşuyor. Gönderilen bir tecrübe için "Evet o sefer de gerçekten çok güzel hizmet vardı" "Hayır o sefer berbattı" "Katılıyorum" "Katılmıyorum" gibi etkileşimi artıracak yorumlara yine müsaade edilmemiş. Bunun sebebi ise e-ticaret blogunda "Zaten blog’umuzu Wikipedia tarzı bir yapıda sunmamız; kullanıcının anlık olarak her türlü değişikliği yapabilmesine imkân vermemiz, onun ömrünü kısaltmanın ötesinde bir fayda sağlamayacaktı. Zira internet mecrası, vandalizmin zirve yaptığı bir alan haline gelmiş durumda." olarak açıklanmış. Fakat bu kadar sert bir denetim anlayışının blog ruhuna aykırı olduğunu düşünüyorum.

Her ne kadar bazı eksiklikleri olsa da kurumsal blogların Türkiye'de yaygınlaşması adına THY'nin bu girişimini destekliyorum ve gelişmesini diliyorum. İlerleyen dönemlerde bunun daha hafifleyeceği belirtilmiş,neler olacağını bekleyip göreceğiz.

15 Temmuz 2007 Pazar

Giriş

Merhabalar,
Muhtemel tez konumla ilgili dağarcığımı geliştirirken bir yandan da bu dağarcığın paylaşımı amacıyla bu bloğu oluşturdum. Türkiye'de şirket blogları kavramları henüz gelişmemiş olsa da kısa süre içinde -belki de ben tez yazmaya başlamadan:)- şirketlerin blog kavramını öğrenmeye ve kullanmaya başlayacağını umuyor ve tahmin ediyorum.
Bu süreç içinde şu anda kısıtlı sayıda olan şirket bloglarını vaktim elverdiğince burada kişisel bazı yorumlarımla birlikte tanıtacağım. İlerleyen zamanlarda ise şirket blogları açıldıkça ilgili bloglarla ilgili yazılar yayınlayacağım.
Sizin de bildiğiniz gördüğünüz yer alması iyi olur diyeceğiniz bloglar varsa ve bildirirseniz burada yayınlamaktan mutluluk duyarım. Ayrıca burada yazdığım bloglarla ilgili yorumlarınız da oldukça değerli. Çekinmeyin; yorumlarınızı ekleyin,paylaşalım,tartışalım,öğrenelim:)
Sevgiler Saygılar vs vs..